Aile dizimi, Alman psikolog-filozof Bert Hellinger tarafından biçimlendirilmiş bir grup çalışmasıdır. Hellinger, psikodrama, psikanaliz, aile terapisi dahil pek çok terapi ekolünü incelemiş, uzun yıllar aralarında yaşadığı Afrika Zulu kabilesinin çocuk yetiştirme yöntemlerinden de etkilenerek sistemik-fenomenolojik terapi adını verdiği yaklaşımı uygulamaya başlamıştır. Son yıllarda farklı ekollerin oluşmaya başladığı bu alana genel olarak dizim ya da sistemik dizim de denmektedir.
Psikoterapi geleneğinden gelse de, dizim çalışmasında, geleneksel psikoterapi uygulamalarından farklı olarak danışan çok az konuşur. Temel amaç, aile sistemine yerleşik derin ilişki örüntülerini belirlemek ve çözmektir. Bilişsel, duygusal, yaşantısal ayrıntılara girilmez, bunlar araştırılmaz.
Aile dizimi çalışması, en az 7 kişilik bir grupta, isteyen bir kişinin çalışmak istediği konu üzerinde yoğunlaşılarak yapılır. O kişinin aile sistemindeki önemli kişileri temsil etmek üzere grup üyeleri bu kişi tarafından seçilir ve halka halinde duran grubun ortasındaki alanda kişinin hissettiği doğru yere yerleştirilir. Bilme alanı denilen bu sahne üzerinde, temsilcilerin kendilerini rahat bırakmasıyla ortaya çıkan temsil edilen kişiye ait duygular çalışmada önemli yer tutar. Nasıl olduğu henüz tam olarak açıklanamayan bir mekanizma ile temsilciler, tanımadıkları aile üyelerinin duygularını (araştırmalara göre %90 başarı ile) hisseder ve yansıtırlar. Bu temsilde psikodramadaki gibi bir rol veya hareket canlandırma, oynama yoktur.
Çalışma boyunca çok az konuşulur. Terapist temsilcilere nasıl hissettikleri hakkında sorular sorar. Bazen temsilciler mekan içinde hislerine göre yer değiştirir. Temsilcilerin kendilerini iyi hissetmediği dizim şekillerine özel dikkat edilir, bunlar genelde çalışmayı yapan kişinin bilmediği sistemik karmaşaları (bir kardeşin veya ebeveynin çok erken kaybı, aileden dışlanan kişiler, göç, intihar, taciz vs. gibi ailede sırra dönüşmüş veya bilinçdışına kaydedilmiş çözülmemiş travmatik yaşantıları) ortaya çıkarır. Aile dizimi ekolüne göre, sistemde öfke, üzüntü, inkar şeklinde kendini gösteren bu aidiyet ve sevgi hatları fark edilip açılmazsa; bu tür travmalar sonraki kuşaklara aktarılır, bedensel ya da ruhsal bir rahatsızlık olarak kendini gösterir.
İyileşme süreci veya problemin çözümü, sorunun sistemik dizimi netleştikten sonra, terapistin yönlendirdiği yeni dizimlerle ve yeni cümlelerle gerçekleşir. Kişinin kendini iyi hissettiği ya da problemin çözümü için en yüksek enerjiye ulaşıldığı noktada çalışma sonlandırılır. Bir dizim çalışması 10 dakika ile 1 saat arasında değişebilmektedir.
İlgili yazılar: