Tercih ve Kariyer Danışmanlığı Nedir?

Uzman Psikolojik Danışman Fatma Zengin,
Ağustos 2014
#iyidefatmazengin

Tercih ve kariyer danışmanlığı/koçluğu, piyasanın talepleri nedeniyle son yıllarda bir ihtiyaç olarak beliren yeni bir danışmanlık alanı.

Meslek seçiminin temelleri ergenlik yıllarında okul ve bölüm tercihleriyle atılmakta.  Üniversiteyi bitirince hangi alanda iş yaşamına başlayıp devam edileceği ise kariyer yolculuğunun önemli dönemeçlerinden biri olmakta.

Meslek seçimi okullarda ve dershanelerde genellikle sadece akademik başarı ölçütüne ve revaçta olan bölümlere göre yapılıyor. Oysa yetişkin bir insanın yaşamında en belirleyici öğeler olan iş ve eş seçimi için başka ölçütler de dikkate alınmalı. Bu iki seçimin kişiye getirdiği tatmin yaşamının kalitesini, kişisel mutluluğunu da doğrudan etkiliyor.

Dışsal başarı ölçütünde, genelde ekonomik refahı karşılama minimum temel olup en iyi hayat şartlarını sağlayacak en “moda” meslekler öne çıkıyor. Abraham Maslow’un ünlü ihtiyaçlar hiyerarşisi/motivasyon teorisi ve başka birçok teori de bunun doğal bir yönelim olduğunu desteklemekte. İhtiyaçlar piramidinde en alttaki fizyolojik ihtiyaçların hemen üstünde güvenlik ihtiyaçları yer alır ki, iş sahibi olma da bu bölüme dahil edilmiştir. Daralan üçgenin yukarısına doğru gidildikçe sevgi ve aidiyet, özbeğeni (özsaygı ve kendine güven) ve kendini gerçekleştirme başlığı (ahlaki değerler, yaratıcılık, problem çözme, maneviyat vs)  alanları yer alır. Bu daha soyut gibi algılanan üç alanın aslında yaşamın tümünde ve insanın davranışlarında ne kadar etkili olduğu son yıllarda psikolojinin farklı dallarınca ortaya konmuştur. Ve bu artık nerdeyse herkesin duyduğu ve kabul ettiği bir olgudur.

Kendini gerçekleştirme, sizi siz yapan kişisel ilgilerinize, yeteneklerinize göre kararlar alma ve bunları yaşamınıza uygulamayı esas alır. Esasen hem sosyal varoluşta hem de ruhsal gelişimde iç ve dış koşulların arasındaki dengeyi bulma çabası oldukça belirleyicidir. Yine de, rekabete dayalı eğitim ve ekonomik sistem, kendini gerçekleştirmenin ütopik hatta nerdeyse imkansız bir durummuş gibi algılanmasına yol açabilmektedir.

Oysa kendini gerçekleştirme, yani içsel huzur ve barışıklık insanların aradığı mutluluğun ana yollarından biridir. Sigmund Freud ve başka birçok düşünür ruhsal sağlığı hayattan keyif alma ve üretkenlik üzerinden tanımlar. Ünlü eğitimci A.S. Neill “mutlu bir marangozu mutsuz bir doktora yeğlerim” derken benzer bir atıfta bulunmaktadır. Kaldı ki, işinizi severek yaparsanız, mutlu bir insan olmanın yanı sıra daha başarılı olma olasılığınız da artar.

Eğitim ve iş yaşamındaki tercihler konusunda tercih danışmanlığı size bir çeşit ayna tutar. Tarafsız bir gözle yetenekleriniz, ilgileriniz, ailenizin beklentileri gibi birçok farklı yönden kendinize bakarak daha gerçekçi kararlar alabilirsiniz. Ayrıca tercih danışmanlığı ile seçeneklerinizi ve fırsatları da daha geniş bir yelpazede ele alırsınız.

Kısaca tercih danışmanlığında:

  • Kendinizle ilgili daha çok bilgi edinirsiniz,
  • Eğitim ve mesleki olasılıklarla ilgili farklı kaynaklardan araştırma yaparsınız
  • Piyasadaki trendler, yeni meslekler hakkında fikir edinirsiniz.
  • Yol haritası çizer, zamanı etkin biçimde kullanırsınız.

Kariyer danışmanlığı ise, bir mesleki titri edindikten sonra iş hayatına ya da lisans sonrası eğitime atılmak üzereyken uygulanan tercih danışmanlığının kapsamlı uygulamasıdır. Yukarıdaki edinimlerin yanı sıra karar verme stilleri üzerine daha derin incelemeler yapılır, daha gerçekçi ve somut hedef belirlemeniz desteklenir, iş yaşamındaki ya da eğitim alanındaki farklı seçenekler gözden geçirilir, iş başvurularında izlenecek yollar incelenir, gerekirse bu süreçte yaşayacağınız duygusal çalkantılara karşı baş etme becerileri geliştirmeniz sağlanır.


Psikoterapi, Danışmanlık, Koçluk Nedir? Farkları Nelerdir?

Günlük yaşamınızda, medyada psikiyatri, psikoloji, psikoterapi, terapi, danışmanlık, koçluk, kişisel gelişim terimlerini büyük olasılıkla sıkça duyuyorsunuz. Ve muhtemelen, yaşadığınız ruhsal bir sıkıntıda bu alanlardan hangisine başvuracağınızla ilgili kafanız karışıyor.

Bir hizmet dalı olarak psikoterapi, danışmanlık ve diğer ruhsal-kişisel yardım modelleri sanayileşme ve şehirleşmeyle bağlantılı olarak gelişen yaşam biçiminin ve eğitim sisteminin bir parçasıdır. Keza bir bilim dalı olan psikoloji ve tıp dalı olan psikiyatri de kökleri çok eski çağlara gitse de, modern bilimin gelişimi içinde son 200 yıl içinde bu isimleri almıştır.

Psikiyatri tıbbın var olduğu zamanlardan beri beyni ve anormal insan davranışlarını konu alan bir tıp dalıdır. Ancak terim olarak 1808’de J.C.Reil adlı bir Alman doktor tarafından türetilmiştir.

Psikoloji, hem filozofların hem doktorların hem din adamlarının belki de tüm insanların bir şekilde ilgilendiği konuları (davranış, düşünce, duygu, ruh, ruh hali ile ilgili her şey) kapsamakla birlikte, bir bilim dalının adıdır ve yine bir Alman bilim adamı Wundt’un 1879’da kurduğu psikoloji laboratuvarı ile doğmuş kabul edilir. İnsan zihni ve davranışını inceleyen bilim dalı olan psikolojinin yirmi civarı alt dalı vardır. Psikoterapi klinik psikoloji disiplinin içinde yer alan bir uygulamadır.

Psikoterapi, insanları iyileştirme ile uğraşan doktorlar, filozoflar, ruhsal şifacılar tarafından yüzyıllar boyunca uygulanan ama modern bilimin doğmasıyla tıbbi modellerin eğitimini almış uzmanlarca uygulanması öngörülen bir destek hizmetidir. Terim olarak ilk kez, 150  yıl önce hipnotizma ile uğraşan Fransız doktor H. Bernheim tarafından kullanılmıştır.

Psikolojik Danışmanlık, 2. Dünya Savaşının milyonlarca kişiyi etkilemesinin bir sonucu olarak önce orduda kullanılan ama kısa sürede günlük yaşama uyumu artırma adına hayatın birçok alanına yayılan mesleğin ve bu mesleki eğitimin verildiği disiplinin adıdır. Psikoterapi ile danışmanlık arasındaki fark eğitimimiz sırasında kişilerin yaşadığı sıkıntıların ciddiyetine göre anlatılırdı. Psikolojik danışmanlık kişi ya da gruplara gündelik yaşamı sürdürürken ruhsal sıkıntılarını aşma, eğitim ve kariyer hedeflerine ulaşma desteği olarak tanımlanır.

Psikoterapi ise daha tıbbi modelin içinden bir eğitim olup günlük yaşamı kesintiye uğratan ruhsal problemleri iyileştirmede eğitimli kişilerin ilaç dışı yardımlarına denir. Ancak son 50 yıl içinde giderek artan oranda farklı psikoterapi yaklaşımları doğmuş olup şu an 1000 civarı ekol olduğu söylenmektedir. Ve genelde bu ekollerin öğrenilmesi, üniversite eğitiminin (psikiyatri, klinik psikoloji, psikolojik danışmanlık hatta sosyal çalışma vs ruh sağlığını kapsayan eğitimler) dışında ve bu mesleklerin tümüne açık olarak uzun zamanlarda yoğun çabalarla olur. Bu nedenle, psikoterapi ve psikolojik danışmanlık (counseling) son 20 yılda Avrupa ve Amerika’da giderek aynı yaklaşımları kullanmaya başlamıştır ve İngilizce kaynaklarda aralarına /işareti konularak eşanlamlı gibi yazılmaktadır.

Koçluk ise genelde bir kişinin performansını ve öğrenmesini artırmak için öğretme odaklı değil motive etmeye dayalı desteklerin tümünün adıdır. Terim olarak ilk kullanımı,  üniversite eğitimi içinde verilen destek anlamında 1830lara kadar gider. Şu anda nerdeyse her alanda (spor, işletme, eğitim vs) koçluk desteği sunulmaktadır. Psikoterapi ile karışıklık yaratan koçluk ise daha çok yaşam koçluğudur. Yaşam koçları,1990larda yaygınlaşıp kendi federasyonlarını ve mesleki standartlarını oluşturmaya başlamışlardır. Yaşam koçluğunda vurgu kişinin iş ve özel hayatının dengede olması ve potansiyelini en iyi şekilde gerçekleştirmesi için kendini tanıması ve geliştirmesine yapılır. Herhangi bir meslekten kişi bu eğitimleri alabilir. Son yıllarda koçluğu da içine alan ve ruh sağlığı eğitiminin dışında kalan devasa bir kişisel gelişim sektörü oluşmuştur.

Kişisel gelişimin kavramsal kökleri, Maslow ve Rogers gibi psikoloji ve psikolojik danışmanlığın duayenlerine dayansa da, meditasyon, şamanizm gibi Doğu mistisizminin etkili yöntemleri ile harmanlanarak resmi ruh sağlığı eğitimi dışında kalan çok farklı pek çok yaklaşımın genel adı olmuştur.

Ruh sağlığı alanındaki uzmanların farkı, problemli davranışlar ve kökenleri hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmalarıdır. Psikoterapi ekollerinin her birinin bu problemler ve çözümü hakkında farklı formülasyonları ve yardım teknikleri vardır. Koçlukta bu problem alanlara girilmez ve meslek etiği açısından koçluk desteğiyle problemlerini aşamayan kişileri ruh sağlığı uzmanlarına yönlendirmeleri gerekir.

Görüldüğü üzere her bir yardım çeşidinin bir geçmişi ve kendine has sınırları vardır. Önemli olan her birinin kendi mesleki ilke ve sınırlarına göre danışanın yararına bilgisini sunmasıdır. Maalesef ülkemizde henüz bazı ruh sağlığı mesleklerinin meslek yasası olmayıp, alanda zorluklar yaşanırken kişisel gelişimin resmi bir eğitim olmadığı için çok daha serbest ve denetimsiz bir yaygınlaşma olabilmektedir.  Ayrıca danışanların haklarını ve güncel gelişmeleri baz alan bir ruh sağlığı yasamız da bulunmadığından, herkesin eşit ve adil ruh sağlığı hizmeti alması konusunda sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için sağlıklı bir terapi sürecinin özellikleri ve Terapide Etik İlkeler  ve danışan olarak haklarınız adlı yazılarımızı da okuyabilirsiniz.

Fatma Zengin, Aralık 2015